Cennete Ancak Allah’ın Rahmeti ile Girilir
İlim ancak sâlih amellere vesîle olduğu zaman makbuldür. İmam Gazâlî (rh.) buyurdu:
Yüz sene ilim okuyup tahsîl etsen, bin kitap ezberlesen Allah’ın rahmetine ancak ilminle işlediğin sâlih amellerle erebilirsin. Kehf sûresinin 110. âyet-i celîlesinde (meâlen): “Artık her kim Rabbinin likâsını (cemâlini) arzu ederse sâlih bir amel işlesin ve Rabbinin ibadetine hiçbir şirk karıştırmasın” buyurulmuştur.
Gerçi kul cennete Allâhü Teâlâ’nın fazlı ve keremiyle girer. Amma tâat ve ibâdetle kendini Allâhü Teâlâ’nın rahmetine ehil ve lâyık hâle getirmelidir. Nitekim A’râf sûresinin, 56. âyet-i kerîmesinde (meâlen): “Her halde Allâh’ın rahmeti muhsinlere (Allâhü Teâlâ’yı görür gibi ibadet edenlere) yakındır.” buyurulmuştur.
Kul cennete ulaşıncaya kadar çok zorlu ve güç geçitleri aşacaktır. Bu geçitlerin evveli îman geçididir. Yani kişinin vefâtı anında îmânını kaybetme tehlikesi vardır. Allah korusun, bundan büyük musibet olmaz.
Kulun aklının zayıfladığı, ölüm sarhoşluğunun şiddetlendiği vakitte şeytan bütün kuvvetiyle ve türlü hîlelerle îmânını almaya çalışır. Meselâ annesi sûretinde gelir ve hak dinden çıkarmak için nasihat ediyor görünür. İşte böyle vakitte îman edip sâlih amel işleyenler îmânını kaybetmez.
Kul hesap, mîzan, sırat gibi âhiret menzillerini ve geçitlerini aştıktan sonra cennete ulaşsa bile eğer ameli az ise orada yüksek makamlara ulaşamayacaktır.
Tâbiînin reîsi Hasan-ı Basrî (rahimehullah) buyurdu ki: “Kıyâmet günü olduğunda Allâhü Teâlâ kullarına: ‘Cennete rahmetimle giriniz, onu amellerinize göre taksîm ediniz’ buyurur.” Yani herkes ne kadar ameli varsa o kadar cennet nimetine kavuşur. Ameli noksan olan orada fazla hisse bulamaz.
Hâsılı, cennete Allâhü Teâlâ’nın rahmeti, fazlı ve ihsânı ile girilir. Amma yüksek derecelere ameller ile çıkılır. (Hâdimî, Eyyühe’l-VeledŞerhi)
Category: Dini