Eski Yunanda Müzisyen ve Tiyatro
Eski Yunanlıların kulakları musikiye karşı çok hassastı. En sevdikleri müzik âletleri Lir, Kitara ve Aulos flütü idi. Bunlarla söylenen şarkılara refakat ederek tek sesli melodiler çalarlardı. Milâttan önce 2 nci asırda Kitara için yazılmış bazı parçalarla Delfi mâbedinin Atina hazineleri dairesinde taşa hakkedilmiş üç ilâhi ve Milâttan önce 5 inci asırda müzikli bir trajediye ait bazı kısımlar bugün elimizde mevcuttur. Bu eserlerden, Yunanlıların müziği esaslı bir sanat olarak ele alan ve inkişaf ettiren bir millet olduğu anlaşılmıştır. Müzik sadece eğlence vasıtası addedilmemiş, bir sanat kolu olarak insanları mesut etmesine önem verilmiştir. Milâttan 600 sene önce bir nota tertiplenmiş, fakat bu usul sonra bırakılmıştı. 9 uncu asırda St. Gailen rahiplerinin kullandıkları nota, zamanla düzeltilmiştir. Bugün musiki, insan ruhunun mânevi gıdası haline gelmiştir.
Tiyatronun anavatanı eski Hellas’tır. Tiyatro, ilk önceleri orkestra adı verilen yuvarlak bir meydanda oynanırdı. Seyirciler etrafa dizilerek oyunu seyrederlerdi. Zamanla seyircilerin yeri, oyun yerinden ayrıldı. Tiyatrolar çok defa, seyircilerin rahatça temsili seyredebilmeleri için bir tepenin eteğine yapılırdı. Başlangıçta bir tek oyuncu, karşısındaki koro ile duet halinde konuşurdu. Sonraları bu usul değişti ve sahne kalabalıklaştı. Aktörler maske takarlar, seslerinin iyi aksetmesi için de ağızlarında bir huni bulunurdu. Kadın rolleri kadın kılığına girmiş erkekler tarafından oynanırdı. Milâttan evvel 4 üncü asırda birçok şehirlerde taştan tiyatrolar inşa edilmişti. Atina’daki tiyatro 14.000, Megalopolis’teki 20.000 seyirci alacak büyüklükte idi. Yunan tiyatrosu en parlak devrini Milâttan evvel 4 üncü asırda yaşadı. Devrin meşhur piyes yazarları Eşilos, Sofokles ve öripid’dir.
Kaynak : Keşifler ve İcatlar Ansiklopedisi – Doğan Kardeş Yayınları
Category: Tarihi